Nöbet Değil Aile Hekimliği Yapma İzni İstiyoruz

TÜRKİYE AİLE HEKİMLERİ UZMANLIK DERNEĞİ BASIN DUYURUSU
AİLE HEKİMLERİ “AİLE HEKİMLİĞİ” YAPMA İZNİ İSTİYOR
Ülkemizde Aile Hekimliği Tıp Disiplininin uzmanlık derneği olan TAHUD, aile hekimliği uygulamasının “Türkiye modelini” tasarlandığı aşamadan beri izlemekte ve bilimsel doğrular çerçevesinde bilgi aktarımı ve uygulama önerileri ile yılmadan destek olma çabası göstermektedir.
Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde gerçekleştirilen aile hekimliği uygulamasının ülke sathına yaygınlaştırılması süreci öncesinde, sistemin gerektirdiği hekim sayısının ve hekimlerin aile hekimliği disiplinine dair uzmanlık eğitimlerinin eksik olduğu tüm taraflarca bilinmekte idi.
Uygulama başlatıldıktan sonra birinci basamak sağlık hizmetinin toplum sağlığı ayağından sorumlu Toplum Sağlığı Merkezleri, ikinci basamak sağlık kuruluşlarının evde bakım hizmet birimleri, belediye tabiplikleri, askerlik yoklamalarına görevlendirilen tabiplikler, işyeri hekimlikleri gibi diğer ilgili birimler yeterli hizmeti üretemediklerinden bu gibi eksik kalan her tür görevin idare tarafından aile hekimlerine iş olarak verilmesi yanlışının bir alışkanlığa dönüştüğünü üzüntü ile izlemekteyiz.
Büyük çoğunluğu kamudan ücretsiz izinli ve sözleşmeli olarak hizmet veren aile hekimlerinin 657 sayılı yasaya bağlı olmayan ve kendi kanunlarına dayanan resmi kimliklerinin taşra sağlık idareleri tarafından anlaşılabilmiş ve sindirilmiş olmamasından kaynaklanan uygulama sorunları da giderek artmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklar aile hekimlerinin motivasyonunu düşürmekte, ağır iş yükü altında tükenmişlik duygusunu artırmakta ve ilaveten örnekleri hızla artan hasta şiddeti örnekleri ile aile hekimliği sistemine bağlılık duygusunu zayıflatmaktadır.
Evrensel aile hekimliği uygulamasından hızla uzaklaştığı görülen Türkiye modelinde izlediğimiz aksaklıkların giderilmesi için idarenin müdahale ve geliştirme çalışmaları beklenirken, çok olumsuz bir gelişme yaşanmış ve kanuna bir KHK maddesi ilavesi ile aile hekimleri hastane acilleri, 112 acil istasyonları gibi birimlerde nöbet tutma mecburiyeti ile karşı karşıya bırakılmışlardır.
Malpraktis riskine karşı sigortasını yapmadan, nöbet izni vermeden, hastane döner sermayesinden hakedişini ödemeden, sosyal ve iş hakları gözetilmeden, fizik ve ruh sağlığı dikkate alınmadan nöbete zorlanan aile hekimlerinden düzenli ve verimli mesai beklenmekte olması şaşırtıcıdır.
İlgili düzenlemenin tanımlamaları keyfiyet yaratacak ölçüde belirsizdir. Bu düzenleme ile aile hekimleri boşluk dolduran eleman statüsüne indirgenmiş ve hekimler acilde nöbet tutan birinci basamak hekimleri ve acil nöbetinden muaf olan klinik hekimleri olarak ikiye bölünmüş ve aile hekimliği uzmanları dışındaki uzmanlık dalları için bir ayrıcalık yaratılmıştır.
Ülkemizde hiç bir dönemde ve dünyanın hiçbir diğer ülkesinde örneği olmayan bu “pratik” yaklaşımdan hızla vazgeçilmelidir. Zedelenen adalet duygusunun tamiri ve yaratılan hakkaniyetsizliğin giderilmesi, ülkemiz birinci basamak sağlık hizmetinin aile hekimliği ayağının sağlığı için elzem görülmektedir.
Ülkemiz halkı bozulmuş bir aile sağlık ocağı uygulamasına ve nöbet ile mesai arasında koşturan tükenmiş aile hekimlerine mahkum edilmemeli, aile hekimliği birimlerinin kendi işlerini en iyi şekilde yapmaları önündeki engeller kaldırılmalıdır.
TAHUD MERKEZ YÖNETİM KURULU

TÜRKİYE AİLE HEKİMLERİ UZMANLIK DERNEĞİ BASIN DUYURUSU

AİLE HEKİMLERİ “AİLE HEKİMLİĞİ” YAPMA İZNİ İSTİYOR

Ülkemizde Aile Hekimliği Tıp Disiplininin uzmanlık derneği olan TAHUD, aile hekimliği uygulamasının “Türkiye modelini” tasarlandığı aşamadan beri izlemekte ve bilimsel doğrular çerçevesinde bilgi aktarımı ve uygulama önerileri ile yılmadan destek olma çabası göstermektedir.

Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde gerçekleştirilen aile hekimliği uygulamasının ülke sathına yaygınlaştırılması süreci öncesinde, sistemin gerektirdiği hekim sayısının ve hekimlerin aile hekimliği disiplinine dair uzmanlık eğitimlerinin eksik olduğu tüm taraflarca bilinmekte idi.

Uygulama başlatıldıktan sonra birinci basamak sağlık hizmetinin toplum sağlığı ayağından sorumlu Toplum Sağlığı Merkezleri, ikinci basamak sağlık kuruluşlarının evde bakım hizmet birimleri, belediye tabiplikleri, askerlik yoklamalarına görevlendirilen tabiplikler, işyeri hekimlikleri gibi diğer ilgili birimler yeterli hizmeti üretemediklerinden bu gibi eksik kalan her tür görevin idare tarafından aile hekimlerine iş olarak verilmesi yanlışının bir alışkanlığa dönüştüğünü üzüntü ile izlemekteyiz.

Büyük çoğunluğu kamudan ücretsiz izinli ve sözleşmeli olarak hizmet veren aile hekimlerinin 657 sayılı yasaya bağlı olmayan ve kendi kanunlarına dayanan resmi kimliklerinin periferdeki sağlık idareleri tarafından anlaşılabilmiş ve sindirilmiş olmamasından kaynaklanan uygulama sorunları da giderek artmaktadır.

Tüm bu olumsuzluklar aile hekimlerinin motivasyonunu düşürmekte, ağır iş yükü altında tükenmişlik duygusunu artırmakta ve ilaveten örnekleri hızla artan hasta şiddeti örnekleri ile aile hekimliği sistemine bağlılık duygusunu zayıflatmaktadır.

Evrensel aile hekimliği uygulamasından hızla uzaklaştığı görülen Türkiye modelinde izlediğimiz aksaklıkların giderilmesi için idarenin müdahale ve geliştirme çalışmaları beklenirken, çok olumsuz bir gelişme yaşanmış ve kanuna bir KHK maddesi ilavesi ile aile hekimleri hastane acilleri, 112 acil istasyonları gibi birimlerde nöbet tutma mecburiyeti ile karşı karşıya bırakılmışlardır.

Malpraktis riskine karşı sigortasını yapmadan, nöbet izni vermeden, hastane döner sermayesinden hakedişini ödemeden, sosyal ve iş hakları gözetilmeden, fizik ve ruh sağlığı dikkate alınmadan nöbete zorlanan aile hekimlerinden düzenli ve verimli mesai beklenmekte olması şaşırtıcıdır.

İlgili düzenlemenin tanımlamaları keyfiyet yaratacak ölçüde belirsizdir. Bu düzenleme ile aile hekimleri boşluk dolduran eleman statüsüne indirgenmiş ve hekimler acilde nöbet tutan birinci basamak hekimleri ve acil nöbetinden muaf olan klinik hekimleri olarak ikiye bölünmüş ve aile hekimliği uzmanları dışındaki uzmanlık dalları için bir ayrıcalık yaratılmıştır.

Ülkemizde hiç bir dönemde ve dünyanın hiçbir diğer ülkesinde örneği olmayan bu “pratik” yaklaşımdan hızla vazgeçilmelidir. Zedelenen adalet duygusunun tamiri ve yaratılan hakkaniyetsizliğin giderilmesi, ülkemiz birinci basamak sağlık hizmetinin aile hekimliği ayağının sağlığı için elzem görülmektedir.

Ülkemiz halkı bozulmuş bir aile sağlık ocağı uygulamasına ve nöbet ile mesai arasında koşturan tükenmiş aile hekimlerine mahkum edilmemeli, aile hekimliği birimlerinin kendi işlerini en iyi şekilde yapmaları önündeki engeller kaldırılmalıdır.

TAHUD MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

This article was published under the category Dernekten Haberler on 08/08/2012 00:00.